26 Mayıs 2015 Salı

Futbolda Pazarlama ve Öyle bir Takım ki, Alışılmışın Dışında Tarif Yazan; ASRUB FC.






Futbolun hem içinde hem tribününde yıllardır bulunan bir pazarlama ve marka uzmanıyım. Başta Türkiye, İngiltere ve çeşitli ülkelerdeki farklı takımların maçları olsun profilleri olsun pazarlama bakış açısı ile gözlemleme fırsatım oldu. Ayrı bir ilgi alanım olmasından dolayı da işin sportif pazarlama alanında da futbol sektöründe gerek menajerlik gerek ise pazarlama/teknoloji projeleri içerisinde yer aldım ve her ne kadar ülkemizde gıpta edilen Avrupa kulüplerinin bir takım sistem ve teknolojilerini getirmeye çalışsam da başarılı olamadım.Bu süreçte ise bazı takım yönetici ve idarecilerinin profillerini ve futbolcuların dar bakış açılarını gözlemleme fırsatım oldu. 

Bahsetmiş olduğum dönemde Avrupa Ligi ve İngiltere’deki kulüplerden gelen bir takım iş geliştirme yöneticileri ile toplantılar yaparak sponsorluk satışı konusunda nasıl hüsrana uğradıklarını da markalar bazında görmüş oldum.

Pazarlama ve futbol konusundaki deneyimim ile alışılmışın dışında tarif yazan bir takımın geleceğine inanıyorum.  En geniş perspektiften özetleyerek aşağıda bazı neden /sonuçları ve hayali bir ülkedeki bir  takımın (ASRUB FC)  neler yapılabileceğine dair bir takım öneriler sunuyorum.

Futbolun, dünyada ortaya çıkışı ve emekleme dönemlerine baktığımızda, futbolun endüstriyel olmadığı,  ya bir başkaldırı veya gruplaşma ya da tepeden getirilen bir emirle şekillenip güçlenen sportif topluluklar olduğunu görüyoruz. Bu denklemde en baskın olan ise gruplaşma aslında. Arjantin’de Boca Juniors, River Plate zengin semt ile emekçilerin gruplaşması iken Manchester United, Liverpool gibi örnekler liman ve tren yolu işçilerinin birliği gibi karşımıza çıkıyor. Özellikle endüstriyel kentlerde sıklıkla görülen bu durum bir müddet sonra belli grupların birleşkesinden çıkarak ait oldukları kentlerin adeta gladyatör takımı haline geliyor, burada yaşayan insanların sosyalleşmeleri dışında ait oldukları bir kimlik haline geliyor. Her ne kadar ana akım takımlar bulundukları ülkelerin baskın takım taraftarı olsa da bu kent takımları adeta kentin gücünü simgeleyen ikonik birer savaş tanrısı olarak görülüyor.

Futbol takımları kuruluş amaçları gereği bir dernek ve sportif faaliyet gerçekleştiren tüzel kişilik olsalar da endüstriyel futbolun gelişimi ile rekabetçi güçlerini futbol performans geliri ve futbol dışı gelirlerinden elde ediyor. Bugün Delottie Football Money Leauge en değerli takımları her yıl yenilese de aslında listede olan olmayan hemen hemen birçok takımın, büyüğünden küçüğüne, bilonçosu çoğunlukla eksi durumda.

Futbolda gelir kalemi yaratan birçok unsur mevcut. Bunların en başında ise performans geliri, yayın hakları, stadyum geliri ve transfer geliri geliyor, transfer geliri konusunda oldukça istikrarsız bir konumdayız aslında çünkü alınan oyuncuların maliyeti satılan oyuncuların gelirinin 3 katı civarında. Bunun dışında sponsorluk, lisanslı ürün satışı da gelir yaratan kalemler arasında. Genellikle gelir yaratan unsurlar gider yaratan unsurların oldukça gerisinde kalıyor. Maalesef bu durum kulüplerin  uzun vadeli stratejilerin olmaması ve yönetimlerin 3 yılda bir olağan seçimlere gitmesinden dolayı kısa sürede başarı beklentisinin yarattığı baskıdan kaynaklanıyor. Bu baskı ve stratejik yol haritasının olmamasından dolayı kısa vadeli başarılara odaklı geçici yatırımlar (oyuncu ve teknik adam transferleri) neticesinde kulüpler bilonçolarını her yıl zarar ile kapatıyorlar. UEFA’nın finansal fair play uygulaması ile bu durumların önüne geçilmeye çalışılıyor.Yani artık kara düzen değişiyor ve yeni düzende ‘Gelir Yaratan Modeller ve Pazarlama Stratejileri’nin önemi ortaya çıkıyor.

Kulüpler, büyük ya da küçük fark etmeksizin hemen hemen aynı vaatler ile yola çıkıyorlar;

- Biz En İyisiyiz
- En az 2 Kupa Hedefimiz
- Şampiyonluğun en büyük adayıyız, olacağız
- Bu yıl kümede kalalım seneye orta sıraları hedefleyip Avrupa Liglerinde boy göstereceğiz.

Ancak kulüpler ve yöneticileri futbolun canlı bir organizma olduğunu gerçeğini görmezden gelip  ve bilinmeyen birçok denklem içerdiğini bilmelerine rağmen fabrikasyon söylemler ile hareket edip yatırım yapıyor.

Halbuki hepimizin bildiği gibi futbolda;

- Biz en iyiyiz, (we are the best) dediğimizde ve işler kötü gittiğinde tamamen aptal durumuna düşüyor ve taraftarı da düşürüyoruz.

- En az 2 kupa hedefimiz ve şampiyonluğun en büyük adayıyız dediğimizde gerçekleşmesi imkansız olmayan ancak gerçekçi olmayan vaatler ile taraftarın karşısına çıkıyor ve bu vaatleri yerine getirmek için ise hesapsız bir şekilde kesenin ağzını açarak transferler yapıyoruz.

Futbolun bileşenlerinin çok olduğu bilinci ile eldeki tüm değerleri değerlendirilerek bir süzgeçten geçirmek ve kulübü özünde kulüp yapan özelliklerin üzerine iletişimden altyapıya kadar konumlandırmak gerekiyor.

Bu konuda öne çıkan 3 futbol kulübü stratejik pazarlama ve futbolu bir potada eriterek hem gelir hem başarı yakalıyor;

- Real Madrid Galaktikos; Mevcut sistemine dahil olabilecek yıldız oyuncuları takıma katarak hem başarı grafiğini (?) hem de performans dışı gelirini ( intangible assets) arttırıyor; Beckham, Ronaldo,Bale

- AjaxFC – The Future; Gençlik Alt Yapı Sistemi ile erken yaşta futbolcular futbolun tüm bileşenleri tanışarak, futbol donamımını ve takım oyununu futbol sistemleri (4-4-3 Total Futbol) dahilinde öğreniyor ( Bu sistem aynı zamanda Hollanda’daki tüm kulüplerin benimsediği ve hayata geçirdiği bir sistem oluyor). Alt yapıdan çıkan oyuncular ise yüksek transfer ücretleri ile transfer ediliyor; Marco Van Basten, Denis Bergkemp, Clerence Seedorf , Wesley Sneijder

- FC.Porto – MoneyBall; (İzle Bul Geliştir Parlat Sat); Gelişmiş oyuncu izleme ekibi ile yetenekli , gelecek vaat eden  ve ismi bilinmeyen oyuncuları ucuza transfer ederek takım içerisinde geliştiriyor ve ucuza transfer ettiği futbolcuları ile takım performansını en üst seviyeye taşırken yüksek fiyatlardan oyuncularını satıyor; Hulk,Falcao,Miereles,Qureasma

Yukarıda bahsettiğimiz pazarlama bileşenlerinden sadece biri ile  alakalı kısa bir örnekti. Bu örnek üzerinden hem soyut ( iletişim) hem de somut ( gelir, başarı) gibi unsurlar uzun vadede stratejik olarak kurgulanabilir.

Malasef ülkemizde futbol özelinde pazarlama denilince yöneticilerin ilk akıllarına gelen standart konular; lisanslı ürün, yayın hakkı ve sponsorluk üçgeni. Ancak geniş açıdan bakıldığından futbola ait tüm bileşenler birbiri ile bağlantılıdır ve yapılacak tüm pazarlama ve iletişim çalışmaları aslında sportif başarıların odağında yer almalıdır.


ASRUB FC.

58* 65* Kuzey enlem  ve 16* 06* doğu boylamında  bulunan bir ülke düşünün. Bu ülke aynı zamanda G-20’de yer alan ve dünyanın en kalabalık 19. Ülkesi. Bu ülkede ise  ASRUB adında bir şehir mevcut. Bulunduğu ülkenin sosyo ekonomik gelişmişlik sırasında 5. Sırada ve yaklaşık 3 milyonluk nüfusu ile en kalabalık 4. şehir konumunda ve tekstilden otomotive birçok farklı alanı kapsayan bir sanayi kenti.

Kulübün var olduğu şehir ülkenin eski şehirlerinden biri tarih, doğa ve yeme içme kültürü ile ön planda. Aynı zamanda ülkenin en büyük şehrine 1,5 saat uzaklıkta ve 3,5 saatlik mesafe ile toplamda 21 milyon insana erişebiliyor.( Nüfusun 1/4’ü).

ASRUB şehrinin bir futbol takımı var, resmi geçmişi 50 yıldan fazla, genellikle orta sıralarda oynayan ama istikararlı bir şekilde 1 ligte boy gösteren zaman zaman kendi ligindeki büyük kulüpleri korkutan bir takım. Alt yapı olarak 2-3 yılda bir 1-2  altyapı oyuncusu patlama yapıp parlıyor ve genelde altyapıyadan yetişen 4-5 oyuncusu A Takımda yer alıyor. Bulunduğu lig ise kendi içinde bir dev iken bağlı bulunduğu konfederasyon turnuvalarında rakiplerine karşı adeta bir çerez. Bu takımın yine çok ateşli bir taraftarı mevcut ortalama bir maçta stadının %85’i dolu. Taraftarları ise futbol kulübü kadar bilinen yaratıcı ve ateşli bir topluluk. Şehir ve takım öylesine bütünleşik ki önemli kader maçlarında fabrikalar adeta duruyor ve yerel yönetimin de desteği ile taraftarlar kitleleler halinde deplasmana takımlarını desteklemeye gidiyor.

Futbol olarak izlemesi keyif veren bir takım  ASRUB FC ve lig tarihinde ligi domine eden birkaç kulüp varken ilk şampiyonluklarını kutluyorlar. Bu başarı ve şehrin tek ortak evladı olan bu takıma olan sevgi nedeniyle ülkedeki yöneticiler yeni bir stadyum sözü verip inşaatına başlıyorlar.

Bu takıma gönül verenlerden birisisiniz ve elinizde bazı önerileriniz var. Yukarıda da bahsetmiş olduğum bazı yönetici bariyerlerinden dolayı uzun vadeli stratejik pazarlama planınızı futbol ile entegre olacak şekilde sunamıyorsunuz. Devreye taktiksel çalışmalar giriyor. Taktik, yapacak birşey varken ne yapılması gerektiğini bilmek; strateji  yapacak hiçbirşey yokken ne yapmak gerektiğini bilmeyi kapsıyor.( Savielly Tartakower).

Önerileriniz ve yaratmayı hedeflediğiniz sonuçlar aşağıdaki gibi;

Öneri 1 : Teknik Direktör ve Futbolcuların Sesinden tüm sabit hatlar üzerinden IVR teknolojisi ile teşekkür mesajı iletmek

Hedef :  İlk kez tüm şehir kendisine teker teker teşekkürler eden bir takım ile karşılaşıyor, duygusal bağı pekiştirilerek bir sonraki sezon için çoşkunun devam ettirilmesi  ve katılımın artarak sağlanması  hedefleniyor.

Yatırım: 100.000 arama 5 Bin TL yaklaşık 750.00 bin kayıtlı sabit hat mevcut


Öneri 2 : Ucuza, kaliteli ve iş ilişkisi kurabilecek bakir bir ülkeden futbolcu transfer etmek ve alternatif gelir modeli yaratmak

Durum; Futbol sektörüne yakınsınız ve size bağlantılı olduğunuz bir ülkeden ‘Malezya’dan bir futbolcu öneriliyor. Oyuncu teknik dataları oldukça iyi, Malezya milli takımının kaptanı aynı zamanda Asya karmasının ilk 11’inde yer alıyor. Frikikleri tabir-i caizse leblebi gibi, ( Asya karması ile maç yapmaya gelen ünlü İngiliz takımlarına karşı özellikle) 1,67 boyunda  ofansif orta saha oyuncusu, 27 yaşında.İngiliz takımlarından QPR ile idmanlara çıkarak deneniyor ancak fiziği premier liginin beklentisini karşılayamıyor. Maç görüntülerini izlediğinizde ASRUB FC. takımına iyi adapte olacak ve katkıda bulunacak bir futbolcu olduğu konusunda siz ve  futbol sektörü içerisinden gelen hocalar görüş bildiriyor.

Malezya, Güneydoğu  Asya ülkeleri arasındaki en gelişmiş ülke. Yaklaşık 30 milyon nüfusa sahip olup bu nufüsün % 60’ı Müslüman. Futbol en çok takip edilen spor dalı. Malezya yakın bir zamanda ASRUB FC’nin bulunduğu ülkenin en geniş zincire sahip hastane grubunu satın almıştır.
ASRUB FC ise yeni sezonda performansını en üste çıkaracak yeni oyuncular ararken aynı zamanda göğüs forma reklamı konusunda istediği bedeli alamadığından dolayı bir sonraki sezona reklam gelirinden yoksun olarak sahaya çıkacaktır.

Hedef: ASRUB FC’nin bulunduğu ülkenin futbol otoriteleri çoğu zaman farklı bölgelerden oyuncu transfer etmemiştir. ASRUB FC’nin  bu transferi gerçekleştirmesi durumunda aşağıda katkıların alınması hedeflenmektedir.

- Performans; Oyuncunun performansı üst seviyededir, sadece kendi ülkesi değil farklı karma takımlar altında popüler liglerden gelen takımlara karşıda tecrübe edinmiştir. Bu deneyimi ile takım katkıda bulunacaktır.
- Yeni Ülke Pazarı; Ülkesinde popüler olan bu futbolcu  vasıtası ile ASRUB FC;  ödüllü turnuvalara katılabilir, formasını satabilir,maçları yayıncı kuruluşlar aracılığı ile hedef ülke pazarına satabilir.

- Forma Reklamı/Sponsorluk; Malezya devletine bağlı en büyük yatırım fonu ülkenin en geniş hastanesini satın almıştır. Bu satın alma neticesinde ASRUB FC kulübünün forma ve diğer sponsorluk paketlerini satması kolaylaşacaktır.

- İş İlişkileri: ASRUB şehri tarihi ve kültürü ile pazarlanabilecek unsurlara sahiptir. Oyuncu transferi ile şehrin Malezya’daki bilirliliğinin arttırılması, turizm başta olmak üzere farklı iş ilişkilerinin kurulması konusunda bu transfer köprü kurma özelliğine sahiptir.

Yatırım: Oyuncunun transfer bedeli 100 bin $, oyuncunun yıllık ücreti ( maç başıve primleri hariç) 100 bin $’dır.

Öneri 3 : Teknoloji Entegrasyonu ile performans takibi ve pazarlanabilir mecra kullanımı yaratmak

Hedef: Performans takip sistemi ile başta A takımın maç esnasındaki verilerini, oyunu kuşbakışı anlık olarak analiz ederek maç içi taktiksel çözümler geliştirmek. Sistemi tüm altyapı takım çalışmalarında kullanarak gözle yapılan gözlem dışında teknik takibini gerçekleştirmek ve altyapı veri merkezi oluşturarak yeni oyuncuları tespit etmek. Teknolojinin sağlamış olduğu ‘ISI HARİTALARI’nı kullanarak stadyumdaki dijital ekranlarda sponsorlu bir şekilde göstermek ( Serinlemeyi sahiplenen markaların sponsorluğu örnek; Lipton Ice Tea)

Yatırım: 170.000 Euro /Yıl

Bu öneriler ASRUB F.C.’nin şampiyonluklarından hemen sonra sunduğunuz taktiksel birkaç gelir ve performans arttırıcı öneriler idi. Gördüğünüz üzere futbolun hem duygusal hem performans hem de pazarlanabilir unsurlarına odaklı yaklaşımlar sunabiliyorsunuz. Büyük resimde ise stratejik bir plan oluşturmak taktiksel faaliyetlerden çok daha önemli.

Gelelim taktiksel önerilere,

Bu öneriler ve çok daha fazlasını geçtiğimiz yıllarda ASRUB FC’ye  yani BURSASPOR’a sundum ve hiçbirini duymadığınız ve görmediğiniz için işin ne durumda olduğunu tahmin edebiliyorsunuz diye düşünüyorum.

Ancak BURSA ve BURSASPOR’un pazarlanabilir unsurları ve Şenol Güneş ile üst düzeye çıkan futbolu ile SPORTİF BAŞARI ve PAZARLAMA anlamında fark yaratan ve ezberleri bozarak tekrar ŞAMPİYON takım olarak adından söz ettireceğine inanıyorum.



NOT: Verilen öneriler ilgili yorumlarınız  ve farklı önerileriniz için umitozkan@zoominsport.com üzerinden bana ulaşabilirsiniz.


26 Şubat 2015 Perşembe

Bazı Konular Hakkında

Tekrar Merhaba,

Pazarlama, Marka ve Dijital pazarlama yönetimi  üzerine bu sıralar iş yoğunluğumdan dolayı, spor tarafını bir müddet askıya aldım diyebilirim.(Bu nedenle menajerlik hizmetlerimiz ve diğer servislerimizi de bir müddet askıya almak zorunda kaldık, keza aynı şekilde iş ortaklarımız ve müşterilerimizin de aflanıra sığınarak durumu açıkladım.)

Bu süreçte gerek websitemiz gerek email adresim üzerinden oldukça fazla odaklandığımız konularımız hakkında binlerce mail alıyorum. Öncelikle mail atan herkese teşekkür ederken,  tek tek dönemediğim için de özürlerimi sunuyorum.

Yoğun olarak gelen iki soru ‘ Menajerlik sınavını hala merak ediyoruz, nedir bu kadar zor olan bu sınavlardaki sorular’ ve ‘ Konu ile ilgili eğitim alarak donamımızı arttırmak istiyoruz’ şeklinde.
Buradan bizi takip eden ve bu ortak soruları soran tüm arkadaşlarımız için uzun zamandır gündemimizde olan eğitim programımızı yakında duyuruyor olacağız.

Bizi twitter, facebook ve websitemizden takip edebilirsiniz.


Selamlar

10 Ocak 2015 Cumartesi

FIFA, FUTBOLCU TEMSİLCİLİĞİ (MENAJERLİK) UYGULAMASINI DEĞİŞTİRİYOR MU ?

Futbol, dünyanın tartışmasız en popüler spor dalı ve bu kadar geniş ekosistemde var olan binlerce farklı iş dalı ve ekonomi futbolun rüzgarı ile besleniyor. 

Hiç kuşkusuz bunların başında futbolcu olmak eğer olamadıysak yine görünen tarafı ile kazançlı ve zevkli bir iş olan menajerlik geliyor.

FIFA Futbolcu Temsilciliği diğer bir adı ile Futbolcu menajeri olmak ile ilgili FIFA'nın zorunluluğu tuttuğu bir takım yasal sorumlulukları yerine getirebilen bireyler bu konuda faaliyet gösterebiliyorlardı. (Bunun ile ilgili detaylı bir şekilde yer verdiğim geçmiş yazımı okuyabilirsiniz)




Dünya transfer piyasasının %70’inden fazlası hala danışmanlık sözleşmesi üzerinden danışmanlık adı altında faaliyet  gösteriyor. Her ne kadar yasal sorumluluk veya zorunluluklar ile bu sistemi kayıt altına almaya çalışan FIFA'nın hala üçüncü şahıslar üzerinde güçlü bir yaptırımı bulunmuyor. Buradan hareketle FIFA uzun  zamandan beri gündemde olan yeni bir düzenlemeyi 2014 Mayıs ayında aldığı bir karar ile Nisan 2015'te hayata geçirmeye hazırlanıyor. Bu yeni sistemin adı ‘FIFA ARACILIK HİZMETİ’

Yeni yönetmelik ile birlikte FIFA artık sadece kendi kontrolünde olan kulüp ve oyuncular üzerinde bir kontrol mekanizmasını hayata geçiriyor. Bunun anlamı şu: artık kulüp yada futbolcular kendi menajerlerini kendileri seçecek ve seçtiği kişiler aracılığıyla bağlı bulundukları federasyona bildirmeleri gerekecek.

FIFA’nın yeni aracılık hizmeti ile artık 3. Şahıslar herhangi bir sınav veya sigorta ücreti yatırmadan ‘Menajerlik’ hizmeti verebilecek yine aynı şekilde hukuk danışmanlığı veren avukatlar da bu hizmeti sağlayabilecekler. Burada aranan şart kişilerin herhangi yüz kızartıcı suç işlememiş olmaması. Ayrıca verilecek bu hizmet ile ilgili  bir şirket olması gerekli olacak.

Ancak yinede bu kadar basit  gözükse de FIFA’ya bağlı yerel federasyonların kendi kurallarını da hayata geçirebilme hakları saklı olacak. Örneğin 'Basketbol Menajerliği' nde olduğu gibi bankadan alınacak teminat mektubu gibi bir takım şartlar getirilebilir. Yeni sistem halihazırda menajerlik lisansı alan kişilere yönelik herhangi bir koruyucu yada fazladan fayda sağlayan bir ayrıcalık sağlamıyor.

Bu konuda faaliyet göstermek isteyen menajer adaylarının mutlaka ama mutlaka FIFA’nın oyuncu statüleri, disiplin talimatları ve menajerlik sistemini aktardığı tüm yönetmelikleri ciddi bir şekilde bilmeleri gerekmektedir. Belirtilen konu başlıklarını bilmeyen menajerler ile çalışmak oyuncu ve kulüpler için ciddi sıkıntı yaratabilir.Ayrıca yerel federasyonların da kendi kuralları ile ilgili yönetmelikleri de aynı şekilde bilmeleri gerekmektedir.

Bundan sonraki süreçte yeterlilik gösteren herkes menajer olabileceği gibi aynı zamanda bu alanda faaliyet gösterecekler için olmazsa olmazlar ise futbol dünyası ile organik bir bağa sahip olmaları ve yönetmelikler konusunda bilgi konusunda bilgi sahibi olmalarıdır.Bilgi süreci herhangi bir kıstas ile değerlendirilemeyeceğinden dolayı futbolcuların veya kulüplerinde konusunda uzman kişi ve ekipler ile çalışmasını önermekteyim.





5 Temmuz 2014 Cumartesi

Futbolun Avrupa’daki Finansal Gücü ve Sportif Başarılar



Dünyadaki tüm insanları birleştiren ve aynı insani duyguları sağlayan evrensel bir spor olan futbol, evrimleşerek, sonucu yeşil sahalarda belirlenen bir oyun olmaktan başlayıp bugün dev bir endüstriye dönüşmüştür.

Deloitte’ un her yıl yaptığı futbol para ligi araştırmasına göre 2006 yılında Avrupa futbolunun finansal büyüklüğü 12,6 milyar Euro[1] olarak hesaplanmıştır. Aynı araştırmada beş büyük lig olarak kabul edilen: Almanya Budensliga, İspanya La liga, İtalya Seri A, İngiltere Premier Lig, Fransa Lig 1 liglerinin toplam finansal büyüklüğü, toplam Avrupa futbolunun finansal büyüklüğünün % 53’ünü ( 6,7 milyar avro) oluşturmaktadır.




Türkiye’de futbolun finansal büyüklüğü yaklaşık 400 milyon avro civarındadır. Bu büyüklük Avrupa futbol büyüklüğünün % 3 ‘üne denk gelmektedir.


Milyar Euro
Toplam içindeki payı
Toplam Avrupa Futbol Finansal Büyüklüğü (Euro)
12,6
% 100
İngiltere Premier Ligi
2
% 15
İtalya Serie A
1,4
% 11
İspanya La liga
1,2
% 9
Almanya Bundes Liga
1,2
% 9
Fransa Lig 1
0,9
% 7
Türkiye Süper Lig
0,4
% 3
Diğer 46 Lig Toplamı
5,5
% 43


Futbol =Para=Güç denkleminde bakıldığında evrimleşen futbolda parasal güç, kulüpleri başarıdan başarıya götürmektedir. Başarılarla artan çekicilik sponsorluk, merchandising, tv yayın bedeli, federasyon katkı payları, reklâm ve diğer gelirleri artırmaktadır.


UEFA tarihine baktığımızda beş büyük ligin finansal gücünü nereden aldığı sportif başarıları ile görülmektedir. Avrupa futbol para liginin yarısından fazlasını oluşturan 5 büyük lig ve takımlarının başarıları, sportif başarının pazarlanarak ne kadar büyük bir güç yaratabileceğini göstermektedir. Bu döngüde sportif başarının paraya dönüştürülmesi finansal gücü, finansal güç ise sportif başarıyı ortaya çıkarmaktadır.

Aşağıdaki tabloda 1955–2007 yılları arasında şampiyonlar ligi şampiyonluğu kazanan ülkelere bakıldığında 52 şampiyonanın 39 ‘u ( % 75) beş büyük lige ait takımlar tarafından kazanılmıştır. Aşağıdaki tabloda yer almayan Hollanda 3 takım ile 6 şampiyonluk ve Portekiz 2 takım ile 4 şampiyonluk yaşamasına rağmen finansal açıdan beş büyük lige girememiştir. Buradan da anlaşılacağı üzere pazarlanamayan sportif başarının finansal bir güç sağlayamadığı görülmektedir. Şampiyonlar ligi ve UEFA kupası sahibi ülkelere bakıldığında Fransa’nın hemen hemen hiç varlık gösterememesine rağmen ligine ait katma değer yaratmadaki gücü ile finansal büyüklükte ilk beşte yer almaktadır.

1955–2007 Yılları Arası UEFA Şampiyonlar Ligi [2]
Ülke
Şampiyonluk
Şampiyonluk Kazanan Takım Sayısı
İtalya
11
3
İspanya
11
2
İngiltere
10
4
Almanya
6
3
Fransa
1
1*
Toplam
52
22

* 92-93 yılında AC Milan’ı yenerek şampiyon olan Marsilya’dan şikeden dolayı kupa geri alınmıştır. Ancak UEFA’nın resmi sitesinde o yılın kazanını olarak görülmektedir.

Aşağıdaki tabloda da benzer bir durum söz konusudur. 1972–2007 yılları arasında UEFA kupası kazan ülkelere bakıldığında beş büyük ligin  (Fransa hariç) takımlarına ait şampiyonluk sayısı şampiyonluk toplam 36 şampiyonluğun % 72 sini oluşturmaktadır. Her iki şampiyonada da UEFA’ya bağlı 52 ülkede arasındaki beş ülke ligi ortalama  % 70 başarı göstermiş ve şampiyonluk kazanan ülkelerden en az iki ya da üç farklı takım mutlu sona ulaşmıştır.

Farklı takımların şampiyon olması o lige ait kalitesini de göstermektedir. Farklı takımların bir ligde şampiyon olması futbolun kalitesinin de yüksek olduğu anlamına gelmektedir. Bugün Avrupa liglerinde şampiyon olan takımların çokluğuna bakıldığında bu yaklaşım net bir şekilde görülmektedir ayrıca bu kalite futbol pastasını daha da büyütmektedir.

1972–2007 Yılları Arası UEFA Kupası[3]
Ülke
Şampiyonluk
Şampiyonluk Kazanan Takım Sayısı
İtalya
9
4
İspanya
5
3
İngiltere
6
3
Almanya
6
5
Fransa
-
-
Toplam
36
23


Sportif başarının derecelendiği FIFA’ nın ülke sıralamasına bakıldığında ise beş büyük lig içinde İngiltere finansal gücünün aksine 11. sırada yer almıştır. Buradan çıkabilecek bir sonuç ise İngiltere dışında kalan diğer 4 ülke liginin sportif başarılarının güçlü olduğu buna bağlı bir finansal güce sahip olduğudur. İngiltere ise başarısından fazla finansal güç elde etmiş olarak görülmektedir.

    

FIFA Ülke Sıralamaları  (05.08)[4]
Ülke
Sıralama
İtalya
3
İspanya
4
Almanya
5
Fransa
7
İngiltere
11
Türkiye
25



Yakalanan sportif başarı kadar yakalanmamış sportif başarı da finansal güce çevirebilir.  Dünyanın en fazla gelir elde eden kulübü olan Real Madrid geçmiş başarılarını: Şampiyonlar ligini 9 kere kazanarak en çok kazanan takım, İspanya liginin 31 kupa ile en çok kazanan takımı, finansal gücüne aktararak gelecekteki sportif başarılarına zemin hazırlamaktadır. Şüphesiz bu sportif başarılar stratejik pazarlamanın yardımı ile finansal çıktı haline gelmektedir. 2001–2007 yılı Real Madrid’in sportif ve finansal performansı karşılaştırıldığında 2002 yılında Avrupa’da yakalamış olduğu başarı ivmesi ile kıtalararası şampiyonluğu da göğüsleyen Real Madrid daha sonraki yıllarda ‘Galacticos’ stratejinin devreye sokarak birçok yıldız oyuncuyu transfer etti. Bu transferler neticesinde takım geçmiş yıllarındaki başarıları yakalayamasa da yıldız oyuncuları, dünya çapında taraftarları ve artan gelirleri ile geçmişin mirasını efektif bir şekilde kullanarak finansal anlamda dünyanın en zengin kulübü oldu. Uzman yorumculardan birinin ironik bir şekilde söylediği gibi “Biz 9 defa Avrupa Kupası’nı kazandık, o halde en iyi biziz. Geldiğiniz için teşekkürler, bir t-shirt alın!”  yaklaşımı Real Madrid’i şu an dünyanın en zengin kulübü yapıyor.



Yıllara Göre Gelir[5]
Yıllara Göre Başarı[6]

Gelir
Milyon Euro
Şampiyonlar Ligi
Kıtalararası Kupa
İspanya Ligi
Süper Kupa
2001-2002[7]
236
o
o

o
2002-2003
252


o

2003-2004
275,7




2005-2006
292,2




2006-2007
351


o




Avrupa’nın bir ünlü futbol kulübü olan Barcelona iflastan dönüşe yönelik belirlediği ‘Mavi Fil’ stratejisi ile iflastan marka değeri yüksek bir kulüp haline gelmiştir.


İflastan Kurtuluş Öyküsü: BARÇA

Barça modeli: “ Barcelona’nın 2003 yılı öncesine kadar inanılmaz bir borcu vardı. Tam olarak 230 milyon Euro... Hiçbir sportif başarı yok, inanılmaz bir kutuplaşma, inanılmaz bir ayrılıkçılık var ve klüp sosyal çalkantı içinde. Yönetim de bunu yönetemiyor. Çözüm çalışması, 2000 yılında başlıyor ve 2003 yılında ilk meyvelerini veriyor: Blue Elephant. Yani Mavi Fil hareketi. Bu hareketi başlatan ise şimdiki başkan La Porta ve yedi arkadaşı. Bunlar Barcelona’nın önde gelen ailelerinin çocukları ve Katalanlar, biraz da milliyetçiler. Diyorlar ki, “Barcelona bizim milli takımımız böylesine bir tablo bizi üzüyor. Öyleyse ne yapmamız lazım?” Çareyi yönetime gelmekte buluyorlar ve 2000 yılında işe girişiyorlar. Güzel bir dilekçe yazıyorlar, 5bin kişi imzalıyor ve kulübün başkanı istifa ediyor. Seçimlere giriliyor ama istifa eden başkanın ikinci adamı karşısına çıkan Passat’ın ekibinde yer alıyorlar. Passat’da başarısız olunca yine dilekçe mekanizması devreye giriyor ve yine istifa, yine seçimler. La Porta ve arkadaşları işlerini bırakıyorlar 6 ay boyunca inanılmaz bir iş planı yapılıyor. Mükemmel bir seçim ve iletişim stratejisi oluşturarak seçimleri kazanıyorlar. Hem de kendilerine hiç şans tanınmayan bir seçimde %54 gibi bi oy oranıyla...  Sonra ise işe koyuluyorlar. Belli bazı rasyoları kullanıyorlar. Bu sektörde ücret/ciro rasyosu çok önemli. Yani futbol takımının idari kadrosunun giderleri ki buna transfer harcamaları ve maç başına alınan prim/ toplam gelir de dahil, bu oran  %50’yi aşamaz diyorlar. Bu rasyo Türkiye’de %80’lere ulaşmış durumda. Gelir gider dengesini kuruyorlar. Bir yıldız futbolcu ve iyi bir teknik direktör alıyorlar ve takım oyunu oynayacak bir ekip kuruyorlar. Sonra 230 milyon Euro’luk borç için bankalarla pazarlık ediyorlar, faizlerini düşürüyorlar ana parayı da 5 yıl vadeye bölerek kulüpü rahatlatıyorlar. Sonrasında fark ediyorlar ki, kulüp yönetimi iyice köhneleşmiş. Yani profesyonel kadro birinin kardeşi, birinin kuzeni... Herkesi işten çıkarıp bir yıl boyunca kendileri çalışıyorlar, bir yıl sonra da işi en profesyonellere bırakıyorlar. Mesela pazarlamanın başına Nike’ın Barselona’daki pazarlama müdürünü alıyorlar. Olaya şirket gibi yaklaşıyorlar. Sonuç olarak vizyoner bir takım oluşturuyorlar. İşe başladıkları dönemde yani 2002-2003 sezonunda 123 milyon gelirle Avrupa’da 10’uncu büyük kulüpken, bugün Real Madrid’in hemen arkasından 5 milyon Euro farkla Avrupa’nın en büyük ikinci Kulübü oluyorlar. Hem de kar yaratarak. Kulübün borcu bir yılda sıfırlanıyor. Bu sportif başarıya da yansıyor.  İki kere İspanya şampiyonu, bir kere de Şampiyonlar Ligi şampiyonu oluyorlar...”[8] 
















[1]:www.deloitte.com/dtt/press_release/0,1014,cid%25253D160232,00.html+european+football+total+income&hl=tr&ct=clnk&cd=1&gl=tr

[2]  http://www.uefa.com/competitions/ucl/history/index.html
[3] http://www.uefa.com/competitions/uefacup/history/index.html
[4] http://www.fifa.com/worldfootball/ranking/lastranking/gender=m/fullranking.html
[5] Deloitte Football Money League 04/05/6
[6] www.realmadrid.com
[7] European football istatistik
[8] Platin, Ocak 2008